31 Temmuz, 2011

gün

dün.
dün,bir gün değildi.
bi'z' bi'r' olmuştu.
sen 'r'leri hep önemsersin zaten.
gel de çay koy bir,
enginarın tadına bak bir,
mürekkebe doyur kalemini,
düş kelimelerini.
sana bir,bana bir,
aklımın köşesi bir de.

30 Temmuz, 2011

hal.

sen su getir yeter,cumalar serinlesin.
akşamları uğradığım masasıyla.
kaç çay içmişizdir o masada,
rakı hayaliyle.
incir 'bağ'lasan örüklerime,ismin yalın hali
can'ımın bağ hali.

seni bekliyorum kahvaltıya
geç kalma
bunamışlığımı at üstümden
tepelerde dinlendir.
benim gözüm her daldığında,yeni masaörtüsü ser,istediğinden,
dalgınlık hali.

perşembe'nin ne olduğunu sen bilirsin,
ardından pazar'ın geldiğini.
o yüzden saat dörtte gölgelikte,
beklemenin gölge hali.

kış gelir mi gelir yaz'ındayız
ellerimiz vapur telaşı,yüzümüzde martı haykırışları.
serçe adımlarla koşuyorum.
ey içeri'min derin kuyusu,
*'can'ım neşet!'
gözlerimin yaş hali.



*:canımın içi ozan

22 Temmuz, 2011

iki-üç

sayfanın başında iki tane göz var,
çimlerde koşan gözler.
oturmuş soluna sayfanın,
meraklı..
ben,
curnata diyorum
birden yeşil oluveriyor boynum
sonra,
kırmızı kalemle 62'den Ocak yapıyorum,
mont giymiş Ocak
oturmuş,sobalı bir kahvede çay içiyor,
tek şekerli.
sen, bana bakan bay'kuş'
bahçemdeki bahar.
mayıstan söz açıyorum;
onulmamış yalnızlıktan.
gözlerimden akıyorum çukurlara.
dişlerimden.
çok yorulduğunda dinlenmek için mola verdiği dudaklarımdan.
şimdi,
bir fotoğraf çektiririz,
ölüm kokulu,
arasına da roka koyarız,
ayraç niyetine.